Arama:

Obezitenin Yaygınlığı

Bu konuda son yıllarda yazılmış en iyi makale aşağıda verilmiştir. Obezite Epidemiyolojisi: Büyük Bir Resim adlı yazı Adela Hruby , PhD, MPH ve Frank B. Hu , MD, PhD, MPH taraflarınca yayınlanmıştır. Yazı kısaca aşağıdaki konuları ortaya koymaktadır.

Aşırı kilo ve obezite salgını, dünyadaki yaşam seyri boyunca kronik hastalıkları önlemeye ve sağlıklı olmaya büyük bir zorluk teşkil etmektedir. Ekonomik büyüme, sanayileşme, mekanize taşımacılık, kentleşme, giderek artan bir hareketsiz yaşam tarzı ve son 30 yılda işlenmiş gıdalara ve yüksek kalorili gıdalara geçişle beslenen birçok ülke, vatandaşlarında %20 – 40 arasında oranlarda obezite sıklığına tanık olmaktadır. Özellikle çocuklukta obezite sıklığının artması, önümüzdeki yıllarda bireylerde ve sağlık sistemlerinde şaşırtıcı bir hastalık yükünü öngörmektedir. Genetik, davranışsal, sosyoekonomik ve çevresel kökene sahip, karmaşık, çok faktörlü bir hastalık olan obezite, yaşam kalitesi ve süresinde azalma riskini doğrudan artırmaktadır.

Obezite, dünya nüfusunun üçte birinden fazlasını etkileyen, çok karmaşık, çok faktörlü ve büyük ölçüde önlenebilir bir hastalıktır. Eğer seküler trendler devam ederse, 2030 yılına kadar dünyadaki yetişkin nüfusun tahmini% 38’i fazla kilolu olacak ve% 20’si obez olacaktır. ABD’de, daha önceki eğilimlere dayanan en korkunç tahminler, yetişkinlerin % 85’inden fazlasının 2030’da aşırı kilolu veya obez olduğuna işaret etmektedir. Çoğu gelişmiş ülkede genel olarak şişmanlıktaki büyüme eğilimleri aynı seviyede görünmektedir. Bu ülkelerin çoğunda morbid obezite, çocuklar dahil tırmanmaya devam etmektedir. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde şişmanlık prevalansı ABD seviyelerine doğru yükselmeye devam etmektedir.

Obezite tipik olarak oldukça basit bir şekilde vücut ağırlığının yüksekliği olarak tanımlanır, ancak bu basit tanım, yalnızca vücut büyüklüğü açısından değil metabolik olarak tezahür edebilen aşırı yağlanma veya vücut şişliği ile ilişkilidir. Obezite, sakatlık, depresyon, tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalık, bazı kanserler ve ölüm oranlarını yani kronik hastalık morbidite riskini, büyük ölçüde artırmaktadır. Çocukluk çağı obezitesi aynı koşullarda, erken başlangıçlı ve yetişkinlikte daha ciddi obezite olarak devam etmektedir.

Obezitenin salgın tarzında ilerlediğinin ilk rakamları ABD ve Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Çok sıkı eğitim programları, yiyeceklere erişime veya hazır bulunmaya ilişkin kısıtlamalar nedeniyle, ABD’de aşırı kilo ve şişmanlık prevalansı, son yıllarda neredeyse azalmıştır. Aşırı kilolu olanlar (BMI 25<30 kg/m2) ya da şişmanlar (BMI ≥30 kg/2) 1960-1994 zaman aralığında yaklaşık % 31 oranında artmıştır. Çalışmalar yaşa göre düzeltilmiş obezitenin,% 13’ten 23’e yükseldiğini ve şişman ve obez toplamının % 55’e çıktığını göstermektedir.

Bu arada, Avrupa’da, Avrupa Kanser ve Beslenme Araştırmasına (EPIC) katılan beş ülkedeki veriler (1992-1998 – 1998–2005) (İtalya, Birleşik Krallık, Hollanda, Almanya ve Danimarka) erişkin obezitesinin bu dönemde ılımlı bir şekilde % 13’den %17’ye yükseldiğini göstermektedir. Bununla birlikte, bu tür doğrusal eğilimler devam ederek, bu popülasyonlardaki genel obezite prevalansı, ABD oranlarıyla paralel olarak 2015 yılına kadar % 30’a ulaşacağını göstermiştir. Daha muhafazakar bir projeksiyon, halkın bilinçlendirilmesi ve halk sağlığı önlemlerinin alınması durumunda, 2015 yılında % 20 ortalama obezite prevalansını göstermektedir.

Bir yanıt yazın